Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
إِنَّ اللَّهَ يُحِبَّ أَنْ يُرَى أَثَرُ نِعْمَتِهِ عَلَى عَبْدِهِ.
“(Kuluna verdiği) nimetin eserinin onda görülmesini Allah sever.”
(Tirmizî, Edeb, 54)
Bu hadisi bilmeyenimiz yoktur. Hatta birçoğumuz hiç dilinden düşürmez; çünkü kaliteli bir elbise giydiğinde, yeni bir ayakkabı aldığında ya da –çerçeveyi biraz geniş tutarak söyleyecek olursak– iyi bir ev veya arabaya sahip olduğunda eleştiri oklarını bertaraf etmek için hemen bu hadise sarılır !!
Bu hadis adeta “can simidi”dir.
Zor anlarda hemen kendisine tutunulur.
O nedenle bu hadisi bilmeyenimiz yok gibidir, diyebiliriz.
Acı bir gerçektir ama biz bu hadisi hep maddi bir şeylere sahip olduğumuzda, tenkit yağmurundan kurtulmak için gündeme getiririz.
Oysa düşünmek gerek, acaba hadis sadece bunun için mi söylenmiştir ? !!!
Yani sadece giyeceğimiz kaliteli ve güzel şeylerin aslında eleştirilecek bir şey olmadığını ifade etmek için mi ?
Evet, sadece bunun için mi ?
Elbette ki öyle değil; ama biz nedense delillerin bizi okşayan yanlarını anlamayı adet edindiğimiz için
onları ana mecrasından çıkarıyor ve tek bir anlama hasretmeye bayılıyoruz.
Böyle yapınca bu da bizi kaçınılmaz olarak yanlış bir takım neticelere çıkarıyor.
Bu yanlışa düşmeme adına şimdi gelin, Allah için şu sorulara cevap verelim.
Sonrasında bu çok anlam yüklü değerli hadisi bir kere daha okuyalım;
bakalım Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in kastı sadece bu muymuş ?
• İlim bir nimet değil midir?
• Zekâ bir nimet değil midir?
• Davet yapabilmek bir nimet değil midir?
• Tatlı dilli olmak bir nimet değil midir?
• Kur’ân’ı bilmek bir nimet değil midir?
• Sünnet’i tanımak bir nimet değil midir?
• Naziklik bir nimet değil midir?
• Yumuşaklık bir nimet değil midir?
• Sabırlı olmak bir nimet değil midir?
• Merhamet etmek bir nimet değil midir?
• İnsanları affetmek bir nimet değil midir?
• Kusurları tolere edebilmek bir nimet değil midir?
• Cömertlik etmek bir nimet değil midir?
• Tevazulu olmak bir nimet değil midir? (…...... Daha niceleri ...)
Eğer bunlar nimetse
–ki bunda en ufak bir şüphe yoktur–
o zaman Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in de buyurduğu gibi Allah bunların senin üzerinde açığa çıkmasını, eserinin sende tebellür etmesini ister.
Yani Allah senin ilminin, Kur’ân ve Sünnet bilgisinin, tatlı dilliliğinin, sabrının, cömertliğinin, merhametinin, tevazunun dışa vurmasını arzular. Bunlar nimet ya, işte Allah bunların eserinin dışa yansımasını sever.
Peki, bunların görülmesi nasıl olacak?
Şimdi bunun cevabını arayalım:
Senin onları izhar edip, insanlara göstermenle…
Art niyet demeyeceğim, ama kıt anlayışımızdan olsa gerek, biz yine bu muhteşem hadisi bir çift ayakkabıya veya üç beş kıyafete kurban ettik!
Allah’ın verdiği onca güzelim nimeti sadece kılık-kıyafete, bağ-bahçeye veya eve-arabaya hasrettik. Saydığım onlarca maddeyi nimetlikten çıkardık.
Böyle olunca da maddî imkânlarımızla birbirimize hava atar olduk.
Tabii bunu delilsiz de yapmadık:
“(Kuluna verdiği) nimetin eserinin onda görülmesini Allah sever.”
**** Ne diyelim, Rabbim bize Kur’ân ve Sünnet’i doğru ve olması gerektiği gibi anlamayı nasip etsin.
****
Ne mutlu Allah’ın verdiği her nimeti kibre, gurura ve riyaya düşmeden kullarına gösterebilenlere!