Rakip takım çok güçlü.
Adana Demirspor, son iki yılın en popüler ve en sempatik takımlarından birisi..
Fizik gücü ve teknik kapasitesi yüksek, çok önemli isimlerden oluşan bir güçlü kadroya sahip.
Onyekuru, Belhanda, Akintola, Ndiaye, Sivenson, Stambolu, Rodrigez gibi önemli isimlerin yanında, Emre Akbaba gibi güçlü bir isim daha var..
Semih, Samet ve kaleci Ertaç’a da bakarsanız, ligin en güçlü kadrolarından birisi.
Takımın başında Vincenzi Montella gibi bir isim var.
İtalyan Hoca, Genoa forması altında bir sezon da tam 21 gol atan ünlü ve tanınmış bir teknik direktör. Sampdoria dönemi, 1999’lu yıllarda astronomik bir ücretle, tam 13.5 milyon lira karşılığı AS Roma’ya transferi ile o yılların en pahalı futbolcusu. Bir sezonda 21 gol atan adam. 2001 yılında AS Roma'nın Serie A'yı kazanmasında rol oynadı. İtalyan milli forması altında 2000 Avrupa Şampiyonası ve 2002 FİFA Dünya Kupası kadrosunda yer aldı.
Vincenzo’yu unutulmaz kılan olay 2002 yılındaki Lazio –AS Roma Derbisi müsabakasında yaşandı. Ezeli rakibi Lazio’ya attığı 4 golle İtalya’nın en ünlü futbolcuları arasındaki yerini perçinlemeyi başarmıştı. .
Vincenzo Montella, Kaerakter ve oyun anlayışı olarak bizim Çağdaş Atan hocaya çok ama çok yakın bir isim.
Her ikisinin de oyun anlayışı nerede ise bir bire benzerlik gösteriyor.
Mücadeleyi, hızlı tempolu ve baskılı oyun anlayışı ile takımını sahaya süren ve seyir zevkini ön plana çıkaran, oyun kalitesi yüksek, kaliteli bir oyun anlayışını benimsiyorlar.
Vincenzo, Kayseri’ye gelmeden önce Kayserispor’u çok iyi incelemiş, çok iyi analiz etmiş.
Kayserispor’un her maçta yaptığını, bu kez Adana Demirspor bize karşı uyguladı.
Kayserispor ne yapıyordu?
Hızlı başlıyor, baskı kuruyor ve sonuca gidiyor.
Bu kez, aynı şeyi Adana Demirspor yaptı.
“En iyi savunma hücumdur” anlayışı ile Kayserispor üzerinde müthiş bir baskı oluşturdu.
Hele hele forvette, Onyekuru, Belhanda, Ndiayi, Akintola gibi hızlı, güçlü ve teknik kapasiteleri çok yüksek oyuncularınız varsa, hücum oyunu ile rakibiniz kim olursa olsun sindirebilirsiniz.
Kayserispor, müsabakaya sıkıntılı başladı.
Adana Demirspor, maçın ilk yarısında şiddetli bir baskı uyguladı. Güçlü oyuncuları ile Kayserispor defansını sıkıştırıp gol aramaya başladı.
Kayserispor, dört taraftan saldıran Adana Demirspor Ordusu’nun “Saldırısı” altında..
Saldırıya uğrayan bir ordu gibi dağılıyor, oyun kuramıyor, toparlanamıyor, baskı altında kaldıkça top
kaybediyor, yanlış paslar üst üste geliyor.
Adana üstümüze baskı kuruyor ama ilk tehlikeli atak yine Kayserispor’dan geliyor.
5. dakikada Gabranoviç, rakip sahaya sağdan sarkıyor, Kemen’i görüyor, güzel bir vuruş ancak kaleci Ertaç dışarı atıyor.
Adana Demirspor’un baskısı 12. Dakika da sonuç veriyor. Ceza sahası içindeki Belhanda'nın pasında Ndiaye topla buluşuyor ve düzgün vuruşunda top filelerle kucaklaşıyor. 1-0
Baskı devam ediyor, 30 dakika da sahnede Bilal var. Onyekuru bir atak başlatıyor. Onyekuru, Belhanda, Akintola, Ndiaye öylesine güzel ve göze hoş gelen paslarla Kayserispor kalesine iniyor ki, kimseden “Çıt” çıkmıyor. Tıklım tıklım dolu tribünlerde herkes başlarını ellerini arasına alıp, “Bu golü görmeyeyim, Eyvah..” diye gözlerini kaparken, kalede devleşen bir isim var. Türkiye Süper Liginin belki de en iyi kalecisi Bilal, öylesine cesur ve yerinde bir hareketle topa müdahale ediyor ki, Kayserispor’u iki farklı yenilgiden kurtarıyor.
Bizim Bilal’i, şu Alman Kuntz varya, neden milli takıma düşünmez hiç anlamıyorum.
Bu takımı izleyen, milli takım seçicileri gözlerini açıp, şöyle bir Bilal’e baksalar, O’nu görecekler..
30. dakikada, Belhanda -Akintola ikilisinin yarattığı bir tehlike var, sonuç yok.
Kayserispor, oyunu sürekli olarak Onur, Ramazan ve Kemen üzerinden kurmaya çalışıyor. İlk yarıda arı gibi çalışıp bütün enerjilerini kullanırken, insanın saklına bir ikinci yarı daha olduğu geliyor.
Müsabakanınn ilk ilginç anı 39. dakikada yaşandı.
Maçın hakemi Volkan Bayarslan, tam bir futbol cinayetine daha yol açacaktı. İki hafta önce Trabzon maçında hakem tarafından biçilen Kayserispor, aynı akıbete, az kalsın bir daha uğrayacaktı.
Neyse ki, VAR’da dürüst ve haksızlığı “Dur” diyebilecek hakemlerde vardı. Tolga Özkalfa’nın hakkını verelim.
Bu dakikada, Onyekuru defansın arkasına sarkıp Bilal ile karşı karşıya kaldı. Yüzde yüzlük bir gol şansı, Bilal, Onyekuru’nun ayaklarına öylesine kapandı, topu öylesine çeldi ki, Onyekuru’da şaşkın, hızını alamadı, kendisini yere attı.
O da ne? Bir düdük sesi..
Hakem Bayarslan, penaltı noktasını gösteriyor.
Anadolu kulüplerinin kaderi bu.
Ha, bu arada şunu da söyleyeyim.
Hakemlerin büyük takımların etkisi altında kaldığı artık tartışmasız . Hakemlerin en çok korktuğu kulüp başkanlarından birisinin de Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak olduğunu da aklınızdan çıkarmayın.
Hakemlerle ve bazı lobi çevreleri ile “Sancak” soyadından dolayı çok iyi ilişkilerinin olduğu da zaman zaman tartışılıyor. Dikkat…
Kayserispor’lu oyuncular itiraz edince, “Penaltı Uydurucusu” hakem bay Volkan Bayarslan, VAR hakemlerinin çağrısı üzerine istemeye istemeye VAR’a gitmek zorunda kalıyor. Ve, elini kaldırıp penaltıyı iptal edip, oyunu hava atışı ile yeniden başlatmak zorunda kalıyor. Bu karadan sonra Volkan Bayarslan kendisini toparlayamadı, maçtan koptu ama daha büyük hatalar yapmadan 90 dakikayı tamamlayabildi.
Eh, ne denir?
“Buna da şükür.,…”
Tam ilk yarının son dakikasında Mensah, kaleye yakın bir alanda topla buluşuyor ancak açı çok dar, sonuç gelmiyor. Arkasından, Ramazan, bütün defansı geçip Adana kalesine sokuluyor, süper hareketler, kale önüne bırakıyor, atak hızlı gelişiyor. Ramazan’ın bu atağı tek başına geliştirmesi nedeniyle, forvet geride kalıyor ve kale önüne bırakılan top paralel bir şekilde oyun alanının dışına çıkıyor.
Belhanda’nın bir şutu var, az farkla dışarı çıkıyor. Son dakikalar hareketli, bu kez Ramazan’ın geliştirdiği atakta kaleci yatıp topa sahip oluyor.
Kayserispor ikinci yarıya bambaşka bir oyun anlayışı ile başlıyor.
İlk yarıdaki Kayserispor gitmiş, yerine bizim zevkle seyrettiğimiz, sonuca giden, bastıran, şut atan, rakibini sıkıştıran nefes aldırmayan Kayserispor gelmiş.
Tribünler ayakta, coşku giderek büyüyor ve Kayserispor oyunu kontrol altına almayı başarıyor.
Şimdi, sıkışan ve saldırıya uğrayan takım Adana Demirspor.
Evet, tehlikeli ve tecrübeli oyuncuları var ama Kayserispor’da o kadar cesur ve yürekli.
50. Dakikada, Kayserispor’un “Sağ Kanat dinamoları” Onur ve Ramazan yine hareketli. Topu Gabranhoviç’e aktarıyorlar, Gabro dışarı atıyor.
65. dakika korkunç bir an yaşanıyor. Şoktayız..
“Bu maçı biz kazanırız” dediğimiz dakikalarda, Adana Demirspor farkı ikiye çıkarıyor.
Ali Karini’nin büyük hatası, Kayserispor’u zorda bırakıyor.
Ali, topu, defansın en gerisinde çevirmeye çalışıyor. Karşısında, ligin en güçlü, hareketli ve hızlı oyuncularından birisi var. Onyekuru bastırıyor, topu çalıp Bilal’i çaresiz bırakıyor.
Ve, şimdi skor 2-0..
2-0’lık skordan geri dönüş çok zor gibi görünüyor.
Adana 2. golü buluyor ama yavaş yavaşta yorulmaya başlıyor. Kayserispor ise tam tersi, tempo artırmaya devam ediyor.
Müsabakayı, gazeteci arkadaşım Ahmet çınar ile birlikte izliyoruz.
“Maç gitti mi?” diye soruyorum.
Müsabakanın bitimine çok az bir süre kalmış..
Aldığım cevaba bakır mısınız?
“Ne gitmesi, Kayserispor oyunu tuttu, biz bu maçı 3-2 bile kazanırız” diye karşılık veriyor.
Daha konuşmamız bitmemişti ki, laf ağzımızda kaldı. Kayserispor , ilk golünü kazanıyor.
67. dakikada sağ kanattaki Cardoso'nun pasında ceza sahası içinde topla buluşan Gavranovic'in şutunda meşin yuvarlak ağlarla buluşurken, stadyumda tribünleri görmelisiniz. Artık, skor tabelası 2-1.
Yer yerinden oynuyor.
Gol, hem tribünleri, hem de sahada top koşturan Sarı- Kırmızılı oyuncuları coşturuyor.
71. dakikada Adana bir atak daha geliştiriyor. Belhanda’nın pasında Onyekuru, Bilal ile karşı karşıya, Bilal yine çeliyor. Aferin, Bilal sana.. Alkışlar senin için.
İlk yarıda durgun görünen Mensah, ikinci yarıda takıma ayak uyduruyor sık sık Adana Demir kalesine şut gönderiyor. 75’de Gabranoviç’in şutu dışarıda.
80. dakikada Belhanda’nın bir şutu var, Kalede Bilal varsa sorun yok. 1 dakika sonra yine Belhanda, yine Bilal..
Dakika 82. Muhteşem bir an daha..
Gökhan, sağdan topu alıyor, defansın en gerisinden rakiplerini tek tek geçiyor ve ceza sahasına yakın bir bölgede topu Emrah Başsan’a bırakıyor. Emrah’ın çok güzel ortası, Cardoso’nun nefis bir kafa vuruşu ve top filelerde.. 2-2
Kayserispor, beraberliği yakaladıktan sonra aynı tempolu ve hareketli futbolunu sürdürüyor. Ancak, aynı anda karşılıklı tehlikeli ataklar var. Her iki takımda gol pozisyonları buluyor.
Uzatma dakikalarında, yürekleri ağza getiren, izleyicileri, “HOP” otkurtup, “HOP” kaldıran ataklar var. Son dakika büyük bir çekişme ve heyecan içinde geçiyor.
Kayserispor Adana Demirspor müsabakası, haftanın futbol dolu, iki takım açısından başarılı, seyir zevki yüksek, kaliteli bir müsabaka oldu. İki takımı da kutlamak gerek.
Birde, Çağdaş Hoca’ya bayılıyorum.
Futbolcular sahada ne kadar terliyorsa, saha kenarından bir o kadar da Çağdaş hoca terliyor.
En güzel yanı da taraftarlarla kucaklaşıyor olması, taraftarlarla arasında ki müthiş sevgi ve karşılıklı yaşanan diyalogu.. Maç içindeki hareketli tavrı ile hem oyuncuları yönlendiriyor, hemde bir, “AMİGO” gibi taraftarları organize ediyor.
Çağdaş Hoca, oynattığı futbol ve modern oyun anlayışı ile geleceğe imza atacak teknik adamlardan birisi olmayı şimdiden hakediyor. Lütfen, takımınızı izlediğiniz kadar Çağdaş Hoca’yı da izleyin ve keyf alın.
Maçın kahramanı, her hafta olduğu gibi Bilal.
Maçın en kötüsü, uyduruk-kaydırık penaltılar yaratan maçın hakemi Volkan Bayarslan.
Maçın en iyisi, takımını dinamitleyen Çağdaş Hoca.
Ve, birde tribünlerde 90 dakika ayakta zıplayan Sarı_Kırmızılı takıma gönül vermiş taraftarlar.
Sizde sağolun.