Brüksel merkezli ticaret analisti Johann Weick, ABD'nin Avrupa Birliği'ne (AB) uyguladığı tarifeler ve bu durumun etkileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Weick, ABD Başkanı Trump’ın imalat sektörünü yeniden canlandırma hedefiyle tarifeleri devreye aldığını ancak bu politikaların işe yaramayacağını düşündüğünü belirtti.
Weick’e göre bu tarifeler doğrudan vergi anlamına geliyor ve tüketicilere daha yüksek fiyatlar olarak yansıyor. Şirketlerin uzun vadeli yatırım planları öngörülebilirliğe ihtiyaç duyarken, bu tür agresif ticaret hamlelerinin piyasaları istikrarsızlaştırdığını vurguladı. 1930’larda uygulanan benzer korumacı politikaların Büyük Buhran’ı tetiklediğini hatırlatarak, bu yoldan gitmenin tehlikelerine dikkat çekti.
Avrupa’nın ABD’ye karşı koyacak yeterli ekonomik ve askeri güce sahip olmadığını belirten Weick, enerji ürünlerine yönelik daha fazla alımın bile Trump tarafından yetersiz görüldüğünü dile getirdi. Weick’e göre Trump’ın tarifeleri 90 günlüğüne askıya alma kararı bir müzakere çağrısından çok, tipik bir pazarlık taktiği.
Trump’ın emlak geçmişine atıfta bulunan Weick, onun sert ve stratejik pazarlıklar yapmayı bildiğini söyledi. Bu nedenle AB’nin, Trump ile doğrudan değil, daha teknik düzeyde ve uzman kişiler aracılığıyla müzakere yürütmesinin daha doğru olacağını savundu.
Weick, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in spot ışıklarını sevdiğini ancak bu sürecin, ticaretten sorumlu uzmanlara bırakılması gerektiğini belirtti. Ayrıca, Fransa ve İtalya gibi ülkelerin ABD ile ikili görüşmelere yönelmesinin AB'nin birliğini zedelediğini ve Trump’ın elini güçlendirdiğini söyledi.
Weick’in en çarpıcı değerlendirmesi ise Trump ve Rusya lideri Putin'in benzer jeostratejik hedeflere sahip olduğuydu: Güçlü bir Avrupa’dan kaçınmak. ABD ile Rusya arasında sıkışmış, askeri ve ekonomik açıdan parçalı bir Avrupa, her iki liderin de işine geliyor.
Son olarak, Weick AB’nin tarifelere karşı önce misilleme açıklaması yapıp sonra geri adım atmasının, aslında müzakereye açık olduğunun bir göstergesi olduğunu vurguladı. Trump ise AB’nin tarifelerden kurtulmak istiyorsa, büyük miktarda enerji ürünü alması gerektiğini savunuyor. Taraflar arasında süren ticaret gerilimi, Avrupa’nın geleceği açısından önemli bir sınav niteliğinde.