Köşe yazıma mutlu sağlıklı huzurlu bir hafta dileyerek başlıyorum Ey Okur...
Yazacaklarım iç açıcı olmasa da temennimi en azından iyi yönde kulandım ne olsun...
Şehirde öğretmene kurşun sıkan kadından Gazeteciye evinin önünde kurşun sıkan tetikçiye kadar kimi ararsanız geçtiğimiz günlerde acı da olsa görmek mümkün oldu ne yazık ki Buradan meslektaşım Kıymetli gardaşım Azim Deniz'e ve ailesine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Allah bir daha böyle tatsız kötü olaylar yaşatmasın ailesine sevdiklerine bağışlayıp korusun dilerim. Benim bu olayda dikkatimi çeken asıl mesele Azim Deniz'i evinin ailesinin önünde kurşun sıkan kişinin(bana göre tetikçi) adliyeye götürülürken hala goy goy yaparak olayın üzerini "İnternetten tartıştık Azim'i severim ama kızdım yaptım" gibi çocukların dahi inanmayacağı trajı komik bir şekilde yaptığı silahlı eylemi basitleştirmeye çalışsa da bu olayın ardında arkasında kimler var bunun adli makamlar tarafından araştırılıp mahkeme sonucunda da herkesin hak ettiği cezayı alacağına olan inancımı kaybetmek istemiyorum.
Yerel seçimler yaklaştıkça adayların tanıtım turları toplantıları açıklamaları da hız kazanıyor. Vatandaş tercihini elbette sandık başında yapacaktır lakin belirtmeden geçemeyeceğim her yerde afişler var adım başı şehirde yahu bu külfet değil mi? İsraf haram değil mi? adım başı asılan afişlerle mi oy verecek vatandaş size yoksa yaptığınız yada vaad ettiğiniz hizmetlerle mi ? Bence bu konunda biraz duyarlı olmakta yarar var...
Bu yaşananları gözlemlerken insanların nasıl da tahammülsüz hale geldiği nasıl sinir küpü halinde birine bütün sinirini boşaltıp rahatlama isteği duyması da toplumsal olarak üzerinde durulması gereken ciddi bir konu.
Toplumun büyük küçük tüm insan kesimlerinde birbirine tahammül edememe ve bunun sonucunda içindeki zehiri şiddet yada üslupla karşısındaki insana insanlara akıtma durumu var. Çocuklar ailesinden istediklerinin yapılmamasına kızgın gençler anlaşılmamaktan şikayetçi , yaşlılar saygısızlıktan üzgün...
Herkeste müthiş bir sabırsızlık ve tahammülsüzlük had safhada...
Düşünsenize şimdi birşey bozulsa yaptırmaya götüren kaç kişi var, bir söküğü diken , birşeyleri sağlamlayan? Kalp kırdım diyen yok herkes kırıldığının peşinde diyor ya işte öyle bir durum... Aslında eskilerin onarmaya çalışmaları sabrı tahammülü kendisinden sonrakilere kalsaydı örnek alınsaydı toplum olarak başka bir psikolojide mümkündü..
Ama şimdi herkes onarmanın yapmanın düzeltmenin ötesinde alternatifin peşinde.. O sebepterdir ki bizi anlayış, empati, merhamet eski biz yapacak Ey Okur...
Aşırı alıngan olmak mümkün, Aşırı özgürlükçü de olabilirsiniz, Ne kadar verdiğinize değil ne kadar aldığınıza bakıyor da olabilirsiniz eşiniz aileniz komşunuzla aranız sozulduğunda düzeltmek yerine köprüleri atıp yıkmakta sizin tercihiniz olabilir yada onları değiştiremeyeceğiniz gibi stratejik bir yanlışa da hataya da düşebilirsiniz ama hikayenin sonunda bozulan iyi niyet iyi duygular va yazık ki fıtrattır.
Çocuklarınıza da sizden miras kalan hareket bütünü bu olacaktır ...
Hikayenin sonunda da nereden türedi bu yeni nesil nasıl bir anlayış nasıl bir sakış açısı diye sızlanmanıza gerek yok sizden büyüklerin yaşına gelip yaşadıklarını yaşadığınızda...Yani demem o ki eskilerin çabalarının sebebi çaresizlik yoksulluk fakirlik değil onarma telafi etme tamir etme arabulma özellikleriyle mirastı.
Anlayamadık Anlamak istemedik belki ama sorunda belli çözümü de.
Bu duygularla sinirlerinden arınmış empati yapabilen merhamet sahibi insanların toplumda çoğalması dileklerimle Mutlu günler Ey Okur....