Habibullah Efendigil

Habibullah Efendigil

Siyah/Beyaz

Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili eleştiriler

13 Şubat 2023 - 00:19

Depremin olduğu ilk günden beri Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili eleştiriler duyuyoruz. TSK sahaya daha erken neden çıkmadı, neden daha fazla personel ile kurtarmalara katılmadı diye soruluyor.
Bu eleştirilerin bazısının iyi niyetli olduğunu var sayabiliriz belki. Ama birçoğunun da farklı niyetlerle yapıldığı görülüyor.
Ordu bu milletin özüdür. Yaşanan felaket karşısında elbette ordu da milletin her ferdi, her kurumu gibi teyakkuza geçmiş ve üzerine düşeni yerine getirmek için sahaya inmiştir.
Birileri şöyle bir şey bekliyordu. Deprem sonrasında ordu, sokağa inecek, bütün kontrolü ele alacak ve herşeyi çözecek. Bu bakış açısının gerçekçi olmadığını söylemeye bile gerek yok.
Çünkü afet yönetimi birçok kurumun aynı anda seferber olduğu, birbirinin eksiğini sahada giderdiği zor ve karmaşık bir koordinasyonu gerekli kılıyor.
Devlet, ilk anlardan itibaren AFAD'da Fuat Oktay başkanlığında kurulan kriz merkezi ile bu koordinasyonu sağlamaya başladı. Tüm kurumların aynı merkezden yönlendirildiği ve kargaşanın önlendiği bir model ile çalışma esası belirlendi.
TSK da, kurtarma faaliyetinin en önemli ayaklarından birini oluşturuyordu. Reklam yapmak yerine vakur bir tutımla iş yapmayı tercih eden TSK'nın bu süreçte neler yaptığına kısaca göz atalım.
Depremin ilk gününü hatırlayın. Birbirine komşu 10 şehir yerle bir olmuş. Yollar, köprüler ve havaalanları yıkılmış durumda. Bu şartlarda bölgeye kurtarma ekipleri nasıl ulaşacaktı?
Güvenli bir hava koridoru kurulması ve kurtarma ekiplerinin bu koridor üzerinden bölgeye ulaştırılması TSK'nın en önemli faaliyeti oldu.
Hava yoluyla yapılacak nakliyeler için 63 uçak görevlendirildi ve hava koridorunda 850'den fazla sorti yapıldı. Normal uçakların yanısıra 45 adet İHA ve SİHA havadan kontrolü sağlamak için görevlendirildi.
Bunun dışında 57 helikopter sahaya sürüldü. 900 civarında sorti yaptı bu helikopterler. Personel ve malzeme taşıdılar.
Deniz Kuvvetleri, 24 gemi ile kurtarma çalışmalarına destek sağladı. İki adet askeri gemi İskenderun limanında hastaneye dönüştürüldü. Cerrahi ameliyat bile yapılabilen şartlar oluşturuldu bu gemilerde.
Mehmetçik, kurtarılan vatandaşların hayatını idame ettirebilmesi için fırınlar açtı, onlarca sahra mutfağı kurdu, çadırkentlere onbinlerce çadır kurdu, 650 tonun üzerinde akaryakıt dağıtımı yaptı.
Şu an afet bölgesinde TSK'nın 54 taburu ve 29 adet arama kurtarma ekibi bulunuyor. Bundan sonraki aşamada Mehmetçik'in deprem bölgesindeki hizmetleri artarak devam edecektir.
TSK ile iligili tablo gerçekte böyle. Peki ortalığı yıkanlar, "TSK" nerede diye bağıranların derdi ne? Bu çalışmaları görmüyorlar mı? Tabii ki görüyorlar. Ama mesele başka.
Ortalığı yaygaraya verenler, günümüzün devlet modelini, çalışma prensiplerini anlamıyorlar. Sanıyorlar ki generaller bir karargah kurup her şeyi kontrol altına alınca felaketle daha kolay baş edilecek.
Oysa bu bir hayal. Hiç bir kurumun veya ordunun günümüzde böyle bir tekçi yaklaşımla sorun çözme kabiliyeti yok. Evet ordular kalabalıktır, disiplinlidir, güçlüdür. Ama afetle mücadelenin yükünü ordunun sırtına yüklemek de gerçekçi bir tutum değil.
Bu arada ordunun ülkenin güvenliğini sağlamak, ülkenin terör ve dış saldırı tehdidine açık olduğu bir bölgede başka görevlerinin olduğunu da akılda tutmak gerek.
Şükürler olsun ki TSK komuta kademesi de bu gerçeklerin farkında. Ağırbaşlı ve sakin tutumuyla ülkenin selamete çıkması için bütün kurumlarımız gibi şerefiyle görevini yapmayı sürdürüyor.
Peygamber ocağı olarak bildiğimiz ordumuzla sadece gurur duyabiliriz. Birileri ne derse desin biz Mehmetçik'ten ve onun komutanlarından razıyız...

(@ne_kadarolduTR)
 

Bu yazı 780 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum