Kaynaklarda adının "Habib-i Neccar" olduğu kaydedilen ve Yasin Sûresi'nin ikinci sayfasında "Şehrin en ucra köşesinden koşup gelen ve kavmini İslam'a çağıran adam" seklinde bize tanıtılan o müthiş şahsiyeti duymayanımız, bilmeyenimiz yoktur.
Bu mübarek zat, kavmini Allah için İslam'ın hakikatlerine davet etmiş, ama kavmi bir an olsun beklemeden ve hiçbir tereddüt göstermeden hemen onu katledip öldürmüştü.
Evet, başka değil, sadece ve sadece kendilerini hakka davet ettiği için öldürmüşlerdi. !!
Ama bu mübarek zat, Kur'an'ın bize bildirdiğine göre Allah'ın ikramlarına mazhar olmuş ve Cennet'e girmişti.
***
Şimdi burada bir soru sormak istiyorum:
Allah için bir düşünün...!! ??
Bir topluluk var ve siz bu topluluğu sırf onların menfaati için doğru olduğunu kesin bildiğiniz bir yola çağırıyorsunuz, onlar ise başka hiçbir gaye için değil, sadece kendilerine nasihat edildiğinden dolayı sizi hunharca katlediyor !!!
Bir kere daha söz hakkınız olsaydı, böylesi bir kavme ne derdiniz. !! ??
Sizi bilmem, ama Habib-i Naccar böylesi bir kavme kızmıyor, kötü söz söylemiyor, beddua etmiyor...
Bilâkis onlara olan merhametinden dolayı Allah'ın kendisine yapmış olduğu ikramları bilmelerini temenni ediyor.
Şimdi gelin, Allah için şu ayeti düşünerek bir okuyalım:
ق۪يلَ ادْخُلِ الْجَنَّةَۜ قَالَ يَا لَيْتَ قَوْم۪ي يَعْلَمُونَۙ بِمَا غَفَرَ ل۪ي رَبّ۪ي وَجَعَلَن۪ي مِنَ الْمُكْرَم۪ينَ
"Ona: 'Haydi, Cennet'e gir' denilince, 'Keşke kavmim Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını bir bilseydi!' dedi."
(Yasin, 26, 27
Burada davetçinin kavmine olan merhametinin tecellisini görüyoruz.
Kendisini öldürmüş olsalar bile hâlâ onların hayrını dilemekten geri durmuyor, Allah tarafından yapılan bu ikramları bilmiş olsalardı mutlaka küfürlerinden vazgeçerlerdi diye temenni ederek hâlâ onların doğruyu bulmalarını arzuluyor.
Öldükten sonra bile kavminin hidayeti için çabalıyor !! ??
Bu, merhamet değilse, Allah için söyleyin nedir?
Biz ise azıcık sözümüzü dinlemediler, bize itiraz ettiler diye kavmimize beddua etmekten geri durmuyor, Allah'ın çabucak onları helak etmesini istiyoruz.
Habib-i Naccar nerede, biz nerede. !! ??
((( Bazen olur ki. !! size. !! Habibi neccar 'a aynı dinden olmayanlar gibi değilde ; size sizin gibi iman edenler eziyet etmiş olabilir ..{{niye bizi riske tehlikeye attın otur evinde ne işin var dünyayı sen mi değiştireceksin diyen kardeşlerin olabilir. ?? sen onlara yine kardeş muamelesi yap..!! senden selamı kesselerde sen yine selamı ver. !!
çünkü sen onun ve senin Rabbi ne iman ettin ..
sen onu Rabbin onu sevdiği için seviyorsun unutma. !! )
Ayetin düşünülmesi gereken ikinci yönü. !!
söz Allah'ın olunca çıkarılması gereken dersler ve öğütler çok oluyor..
lütfen açıklamalarda kendinizde olmayan yön ve nasihatı alalım , fazlalığımız varsa onu atalım.
açıklamayı kendi üstümüze yapıştırıp nasihatten kendimizi sıyırıp çıkarmayalım.??
Rabbimiz Yasin Sûresi'nde şöyle buyurur:
وَجَٓاءَ مِنْ اَقْصَا الْمَد۪ينَةِ رَجُلٌ يَسْعٰى قَالَ يَا قَوْمِ اتَّبِعُوا الْمُرْسَل۪ينَۙ
"Derken şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi ve: Ey kavmim, (bu) peygamberlere uyun, dedi."
(Yasin, 20)
Zikri Kur'an-ı Kerim vasıtasıyla Kıyamet'e kadar anılacak olan bu mübarek zat, Allah'ın peygamberlerinin topluma İslam'ı anlattığını ve tebliğlerine kulak verenlerin yetersiz kaldıklarını duyduğunda hiç vakit kaybetmeden onların yanına koşar adımlarla gelmiş ve dilinin döndüğü kadarıyla toplumuna nasihat ederek peygamberlerin davetine destek vermiştir.
İnanın bugünün Müslümanları olarak bizlerin bu mübarek zattan öğrenecek çok şeyleri var.
Dikkat ederseniz bu zat, davetin sorumluluğunu, yaşadığı topluma gönderilen peygamberlerin omuzlarına yüklememiş, bilakis davet ve tebliğ noktasında peygamberlerin desteğe ihtiyacı olduğunu gördüğü anda hemen kolları sıvamış ve onları yardımsız bırakmamak için peygamberler orada bulunuyor olmasına rağmen kavmine nasihat etmiştir..!!
Allah için, bu ayetin bugünün müslümanlarına hitap eden, mesaj veren bir yanı yok mu?
Bugün Müslümanlar -maalesef- davet ve tebliği hocaların ve davetçilerin sırtına yüklüyor, "nasıl olsa onlar anlatıyor" diyerek bildikleri hakikatleri insanlara ulaştırma noktasında gevşeklik gösteriyorlar.
Oysa fazla değil bundan kısa bir dönem öncesi Müslümanlar; dükkan dükkan gezer, iş yerlerine ve tezgahlarına gelen insanlara bir şeyler anlatır; kitap, cd, broşür dağıtır, akrabalarını yemeğe davet ederek tebliğde bulunur ve bu tarz uygulamalarla davet işini kimseye bırakmazlardı.
Ama gelin görün ki bugün "nasıl olsa birileri anlatıyor" savıyla tebliğ ve davetten geri duruyorlar.
Bunda internetin yaygınlaşmasının büyük bir payı var diye düşünüyorum; zira bu gün artık insanlar birbirlerine ders linkleri atarak tebliğ ve davet görevini yerine getirdiklerine inanıyorlar.
Evet bu da kötü bir şey değil, ama olması gereken asıl şey bu da değil.
Bunu bilmek ve bunun şuurunda olmak gerekir.
Müslüman da birşey eskiden olduğundan farklı olmuş ve eskiden yapılanlar değişmiş ise,!!
Ya Onun yerine mutlaka daha hayırlı olanı koymuştur..??
Ya da Değilse oda şeytanın oyuncağı olmuş olmazmı.!!
hayr hayatımızdan gidiyor ve yerine bir şey girmiyormu sanıyoruz .???
unutmayalım hayatımızdan çıkan bir şeyin yerine yaa daha hayırlısı girer yada bize zarar veren şerrr..!! girer..
Yaşanan hayat boşluk kabul etmezz.. !! ))))