Yine yazıyorum Ahmet Başkan’ı…
Ve yahu, içimden geçirmiyor değilim; ne zaman bir şaşkınlık yaşamadan geçeceğim bir güne?
Ne zaman bir eleştiri yazısı kaleme alacağım diye kendi kendime sormadan edemiyorum.
Fakat ne zaman böyle bir düşünceye kapılsam, bir şey oluyor.
Kocasinan’da yine bir hareketlilik, yine bir tebessüm sebebi, yine bir gönül işiyle karşılaşıyorum.
Bu sabah da öyle oldu.
Güne erken başladım.
Cumhuriyet Meydanı’ndan gazeteye doğru adımlarımı atarken içimden sıradan bir gün geçirdiğimi düşünüyordum.
Derken gözlerim, ellerinde kolilerle yürüyen insanlara takıldı.
Kalabalıktılar…
Ama bu öylesine bir kalabalık değildi.
Bir düzen, bir intizam vardı.
Sanki organize bir iyilik hareketinin içindeymiş gibiydiler.
Her birinin elinde beyaz kutular, koliler…
Ne var içinde, derken tanıdık bir manzara zihnimde canlandı.
Dedim ki, "Hee, yine fide zamanı gelmiş demek ki..."
Kocasinan Belediyesi'nin her yıl düzenli hale getirdiği o domates fidesi dağıtımı yine başlamış.
Ama bu sefer kalabalık daha bir yoğundu.
Adeta şehrin kalbinden geçen bir sevgi seli gibiydi o yürüyüş.
Kimisi yaşlı, kimisi genç...
Kadın, erkek, çocuk…
Herkesin elinde bir umut kutusu vardı.
Toprağa değecek bir hayalin taşındığı kolilerdi onlar.
Bir fideydi belki ama bir gülümsemeye, bir şükre, bir berekete vesileydi.
Sonrasında sosyal medyada karşıma çıkan video, sahnenin arka planını da gösterdi bana.
Kocasinan Belediyesi’nin resmi hesabından paylaşılmış kısa bir görüntü.
Ama kısa olmasına aldanmamalı…
Görüntüde Mimarsinan Parkı devasa bir kalabalığa ev sahipliği yapıyor.
Binlerce Kocasinanlı sıralanmış, sabırla fidesini bekliyor. Kimi gölgeye sığınmış, kimi çocuklarıyla gelmiş. Her bir yüz aynı heyecanı taşıyor.
Yüzlercesi ise kolilerini kucaklamış, adımlarını evine çevirmiş.
Kim bilir hangi bağın, hangi bahçenin, hangi terasın köşesine dikilecek o fideler…
Her biri yeni bir hayat, yeni bir meyve, yeni bir umut olacak.
İçimden “Başkan yine yaptı yapacağını,” dedim.
“Yine yüzleri güldürmüş. Yine gönüllere dokunmuş.”
Evet, Ahmet Çolakbayrakdar, Kocasinan’ın parlayan yıldızı olmayı sürdürüyor.
Onu nereye koysan görüyorsun.
Şehrin sokaklarında yürürken, bir parkın köşesinde otururken, bir sosyal projeye şahit olurken…
O, sessizce ama derinden ilerliyor.
Seçim döneminde yakından takip etmiştik kendisini.
Laf olsun diye değil, iş olsun diye ortaya koyduğu projeler vardı.
Ne dediyse, ne söz verdiyse tek tek uyguluyor.
Her birinin arkasında duruyor.
Kolay değil, Kocasinan gibi büyük bir ilçede Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm projelerinden birini yürütmek.
Ama Başkan bunu öyle bir olgunluk ve sabırla götürüyor ki, hem devletin ciddiyetini hem bir komşunun sıcaklığını bir arada hissediyorsunuz.
Fide dağıtımı gibi işler küçük görünebilir…
Ama bu işler tam da belediyeciliğin kalbine dokunan işlerdir.
Çünkü vatandaşa sadece bir hizmet değil, bir uğraş, bir anlam, bir aidiyet kazandırıyorsun.
Toprağa tutunan bir fideyle birlikte insan da kendini ait hissediyor.
“Benim de bir köşem var bu şehirde” diyor.
İşte o yüzden bu dağıtım, basit bir organizasyon değil, bir gönül meselesidir.
Üstelik sadece bu da değil…
Kadınlara yönelik el sanatları kursları, gençler için kurulan teknoloji merkezleri, çocuklara yönelik eğitici ve eğlenceli parklar…
Herkes için ayrı bir proje, ayrı bir emek var bu başkanın gündeminde.
Daha öncesinde de bu satırlardan yazmıştım, ama tekrar söylemeden geçemem: Paranın geçmediği o muhteşem Sosyal Market!
İşte tam da burada Ahmet Başkan’ın farkı ortaya çıkıyor.
Çünkü o, sadece maddi değil, manevi ihtiyaçları da görüyor.
İnsanların onurunu koruyarak yardım ulaştırıyor.
Veren elin alan eli görmediği bir sistem kurmuş.
Böyle bir sistem kurmak için de sadece belediyeci olmak yetmez.
Gönül adamı olmak gerekir.
Ahmet Çolakbayrakdar özel bir kişilik…
Her işiyle bunu gösteriyor. Her adımında bir iz, her projesinde bir nefes bırakıyor bu şehre.
Dürüstlüğüyle, çalışkanlığıyla, tevazusuyla ön plana çıkıyor.
Yaptığı her işte bir özen, bir adanmışlık hissediliyor.
O yüzden Kocasinan’a baktığında sadece yapılan işler değil, bir karakter de görüyorsun.
O karakterin adı da, Ahmet Çolakbayrakdar.
Yazımın sonunda sadece bir kelam etmek istiyorum…
Kıymetli Başkan, her söylenene kulak asılmaz.
Her söz doğru değildir.
Kocasinan büyük bir aile…
Aile içinde olur bazen dedikodu, olur gıybet de.
Bunlara takılma.
Yoluna bak.
Çünkü senin yürüdüğün yol doğru bir yol.
Senin niyetin halis, gönlün zaten geniş.
Unutma; hakkıyla çalışanı, halk zaten görüyor.
Gönül gözüyle görüyor.
Allah yolunu açık etsin.