Bünyan’da bir belediye başkanı var.
Adı Selahattin Metin.
Sadece makamda oturan bir başkan değil, sokakta yürüyen, selam veren, derdi dinleyen biri.
O yüzden bugün Bünyan’da bir çay ocağına oturun, bir kahveye girin, pazarda gezin, en çok onun adı geçer.
Çünkü bu ilçede herkesin bir Selahattin Metin anısı var.
Belediyeyi devraldığında kasa neredeyse boştu, borç ise 18,6 milyon liraydı.
Ama o "Kolay değil ama yapılır" dedi.
Lafla değil, işle konuştu.
Bugün borç 11,5 milyona indi.
Hem de yatırımlardan, hizmetten taviz vermeden.
Bakın şimdi, Bünyan Müzesi ve Şehitler Müzesi’ni açtı.
Bunlar bina değil sadece, geçmişimize, kültürümüze, hatıralarımıza sahip çıkmak.
Değirmen Restoran desen, şelalenin kenarında, insana hem huzur hem keyif veriyor.
Ailece gidiyorsun, oturuyorsun, Bünyan’ın tadını çıkarıyorsun.
Yani artık Bünyan’ın bir kimliği, bir havası var.
Ama bana kalırsa Selahattin Metin’i asıl farklı kılan; küçük şeylere verdiği büyük değer.
Yeni doğan her bir bebeğe hediye gönderiyor.
Mahalle mahalle dolaşıyor, vatandaşın elini sıkıyor, halini hatırını soruyor.
Düğünde yanında, cenazede omuz veriyor.
Bu, seçimden seçime görünen bir siyasetçinin yapacağı iş değil.
Bu, o topraklara gönül vermiş birinin tavrı.
Dayanışmayı büyüten projeler yaptı.
Aşevi, kıyafet yardımı, kırtasiye desteği, kedi evleri, kütüphaneler…
Hepsi tek tek bir ihtiyaçtan doğdu.
Kimseyi göstermelik işlerle oyalamıyor, ne gerekiyorsa onu yapıyor.
Kadınlara iş imkânı sağladı, atölyeler kurdu, paketleme işleri başlattı.
Ev ekonomisine katkı sunmak, kadınların elini güçlendirmek kolay iş değil.
Ama o yaptı.
Gençlere de sırtını dönmedi.
Bünyanlı bir gencin yazdığı yazılımla Kayseri’nin ulaşımına çözüm arıyorlar şimdi.
İspanya’da Avrupa Birliği projelerinde Bünyan’ı temsil ediyor.
Düşünebiliyor musunuz?
Küçük bir ilçeden çıkıp Avrupa’da söz sahibi olmak, az şey değil.
“7/24 Bünyan’dayım” diyor.
Bu laf olsun diye değil, gerçekten öyle.
Günün hangi saatinde arasalar ulaşan, hangi kapıdan girseniz size kapısını açan bir başkan.
Muhalefetten bile takdir geliyor.
Çünkü kibir yok, ayrım yok, samimiyet var.
Selahattin Metin’le Bünyan sadece yol, park, bina kazanmadı.
Güven kazandı.
Huzur kazandı.
Umut kazandı.
Ve bence en önemlisi..
Bünyan, Selahattin Metin’le kendine yakışan bir başkana kavuştu.