Kayseri’de ne zaman birileri “bir fırsat var” dese, bizde kulak kesilme değil, hemen cepten para çıkarma refleksi gelişmiş maalesef.
Bir sabah kalkıyorsun; çocuğun pasaportu hazır, valizi köşe başında. Fransa’ya gidiyorlar… Ne güzel!
Ama tek sorun var: Fransa’ya sadece hayaller gidiyor, çocuklar evde kalıyor.
5 özel okul, yaklaşık 400 öğrenci...
Çocuklar heyecanla Eyfel hayalleri kurarken, veliler 60’ar bin lirayı “Fransa Turu”na bağlamış.
Ama tur yok.
Uçak bileti yok.
Turizm şirketi yok.
Sözleşme? O da yok.
Sadece bir adam var! Gürcan Sarıkaya.
O var ama... O da şimdi yok!
Ve yine ortada dolaşan bir A4 kağıdı:
"Ben Gürcan, şu kadar parayı elden teslim aldım."
Altına da imza atılmış.
Öğretmen tarafından.
Şimdi buradan sesleniyorum:
Sen öğretmensin be güzel kardeşim!
Bir ülkenin geleceğine yön veren insansın.
Sen bu parayı nasıl elden verirsin?
Sen nasıl olur da banka dekontu bile olmadan, belgeye dayanmadan, çocukları böyle bir hayal uğruna sahipsiz bırakırsın?
Hele ki bu ilk de değil.
Bak, hafızalar tazedir:
Yine bir sendika başkanı öğretmen, “Sizlere öğretmen kooperatifi kurduk” dedi, bir kısmınız inandı.
“Ev alacağız, villa alacağız, köşeyi döneceğiz” diye umutlandınız.
Sonuç: Dolandırıldınız!
Yetmedi…
Başka bir sendika başkanı çıktı, bu kez “arsa işi”yle memuru kandırdı.
“İnşaat başladı, daireler hazır, yakında tapular geliyor” dedi.
Yine inandınız.
Bakın dostlar…
Dışarıdan değil, içeriden yiyoruz darbeyi.
Bizi dolandıranlar düşmanlarımız değil, kendi aramızdan çıkanlar.
Bu yüzden iki kat inciniyoruz.
İki kat utanıyoruz.
Ve şimdi yine…
Bir öğretmen, bir veli, bir okul yöneticisi…
Hiçbir resmi kurumdan onay almadan, Milli Eğitim’den bilgi almadan, kafasına göre bir adamla “tur işine” giriyor.
Kayseri İl Milli Eğitim Müdürlüğü Yetkilileri
“Söz konusu turla hiçbir bağımız yok” diyor.
Eee zaten olsa şaşardım.
Ama mesele sadece haberleri olmaması değil…
Bu kadar büyük bir organizasyonun, içinde yüzlerce öğrencinin olduğu bir yapının nasıl habersiz kaldığını sorgulamamız gerek.
Milli Eğitim sadece müfredatla mı ilgilenir?
Bu kadar öğretmen, bu kadar veli, bu kadar çocuk…
Hepsi sizin çatınızın altında.
Bu turu organize eden öğretmenler, sizin kadronuzda.
O hâlde, “Biz bilmiyorduk” demek yetmez.
Bu ihmalkârlık da, bu denetimsizlik de kabul edilemez!
Son sözüm şu..
Bir çocuğun hayali, bir öğretmenin ferasetine emanettir.
O feraset göz göre göre kör edildiyse…
O zaman sadece dolandırıcıyı değil, göz yumanı da, sessiz kalanı da sorgularım.
Yarın bu şehirde yine biri çıkar “Finlandiya gezisi var, kişi başı 90 bin” derse...
Yine aynı şey yaşanacak mı?
Uyan Kayseri!
Uyan Eğitim Camiası!
Bu mesele sadece kayıp paralarla ilgili değil…
Kaybettiğimiz güvenle, itibarla ve umutla ilgilidir.