Kayseri Büyükşehir Belediyesi, “Akıllı Ulaşım Sistemi” ile jüri özel ödülü aldı.
Öncelikle tebrik ederim...
Kayseri şehir içi ulaşım planlamasında dijitalleşme, teknolojik altyapı, akıllı sinyalizasyon gibi başlıklarda ciddi bir mesafe alındı.
Ama şimdi bu ödülü bir kenara koyup sokakta vatandaşın içinde duyduğumuz asıl sese kulak verelim..
“Kayseri’de ulaşım pahalı mı?”
Soruyorum bu soruyu, tam da bu ödül alınmışken…
Çünkü bana göre madalyonun bir yüzü güzel görünüken, diğer yüzü hâlâ sorularla dolu.
Toplu taşıma, bir şehirde yalnızca “akıllı” olmakla ölçülmez.
Aynı zamanda erişilebilir mi, adil mi, insaflı mı diye de bakılır.
Bir vatandaş sabah evinden çıkıyor.
Otobüse biniyor, sonra tramvaya.
Belki bir de aktarma.
Günlük gidiş-geliş ücreti 50 TL'ye dayanıyor.
Aylık ulaşım masrafı, bin lirayı geçiyor.
Bu bir ulaşım hizmeti mi, yoksa sessiz sedasız yürüyen bir ekonomik yük mü?
Üstelik biletler 5 Nisan itibarıyla 25 TL oldu.
Bizimde haberleştirdiğimiz sade ve kısa bir kamu bilgilendirmesi ile...
Herkes sessizce ödüyor.
Ama içten içe bu soruyu soruyor..
Ulaşımda neden bu kadar zam var?
Geçtiğimiz yıl Belediye Meclisi’nde konuşulmuştu bu konu.
Ulaşım AŞ’nin bilançosunda zarar görünüyordu.
Evet, akaryakıt pahalı, bakım masraflı, personel giderleri yüksek.
Tamam. Ama o zarar kimin sırtına yazılıyor?
Burada durup sormak istiyorum..
Sayın Ahmet Şeref Bahçecioğlu, bu zararın önüne geçmek için bir planınız var mı?
Varsa nedir, halk neden bilmiyor?
Yoksa, neden hâlâ yok?
Şimdi bir de yeni sistem konuşuluyor. “Gittiğin kadar öde” modeli…
Tramvaylarda bu uygulamaya geçileceği söyleniyor.
Güzel bir fikir. Adil bir fikir.
Ama ne zaman?
Tarihi belli değil, uygulamanın başlama takvimi ortada yok.
O zaman da ister istemez şu cümle dökülüyor dilimizden...
Zammı keşke bu uygulamayı hayata geçirince yapsaydınız…
Ahh ahh… Zam geldi, ama sistem daha ortada yok.
Yük vatandaşın sırtında.
Ödül ise vitrine kaldırılacak bir başarı belgesi gibi…
Teknolojiyle gelişen bir şehirde yaşıyoruz.
Akıllı ulaşım sistemleri kuruluyor, ödüller alınıyor, sistem dijitalleşiyor.
Ama dijitalleşen şeyin içinde vatandaşın derdi, geçim sıkıntısı, aylık ulaşım maliyeti hesaplanmıyorsa o sistem ne kadar “akıllı” sayılır?
Zararın faturasını doğrudan vatandaşa kesmek kolay.
Ama bu, sosyal belediyeciliğe yakışmıyor.
Kayseri gibi bir şehirde, toplu taşıma hizmeti bir ticari faaliyet değil, kamusal bir sorumluluk olmalı.
Cevap bekliyorum.
Çünkü bu yazı bir köşe yazısı değil sadece.
Bu yazı, sabahın köründe çocuklarını okula yetiştirmek için durağa koşan bir annenin sesi.
Bu yazı, her gün aynı tramvayda ayakta giden bir öğrencinin, otobüsle işine yetişmeye çalışan bir babanın dili.
Ulaşım bir lüks değil.
Bu şehirde yaşamanın temel hakkı.
O yüzden ödüllerinizle gurur duyalım, güzel.
Ama şu üç sorunun cevabını da bilelim..
Kayseri’de ulaşım pahalı mı?
Ulaşımda gerçekten zarar mı ediliyor?
Ve bu zarardan çıkmak için bir planınız var mı?
Yoksa biz, bu sistemin akıllı kısmında değil, ağır yükünü taşıyan tarafındayız.