Yoğun bir kar yağışı vardı..
O gün Ankara buz kesmişti ama bizim içimiz yanıyordu.
Başbuğ Alparslan Türkeş’in cenazesi için Kayseri’den yola çıkan Doğu Türkistanlı grubun içindeydim.
El birliğiyle 9 metrelik Gökbayrağı açmış, kortejin önlerinde ilerliyorduk.
Herkes bir ucundan tutmuştu bayrağımızın.
Sessiz bir isyanın, çığlığa dönüşen duygularla yoğrulmuş haliydi yürüyüşümüz…
Her adımda “Başbuğlar Ölmez!” nidaları yükseliyordu.
Yüreklerde Türklüğün yangını, gözlerde ise veda eden bir çınarın gölgesine düşen hüzün...
Defin yerine ulaşmamız saatler sürdü.
Yorgunduk ama kar, soğuk, açlık hiçbir şey hissedilmiyordu.
Sadece Başbuğ’a vefa, sadakat ve dua vardı içimizde.
Mezara yaklaştığımızda, Gökbayrak hala elimdeydi.
O manevi anlara şahitlik edenlerden biriydim.
Herkes gibi suskundu dilim ama içimden bir dua yükseliyordu göğe, “Rabbim, Bizleri Türk İslam Şuurundan ayırma…”
Tam o esnada biri yaklaştı yanıma.
Yüzünü net hatırlayamam ama sesi hâlâ kulağımda yankılanıyor..
“Bir avuç vatan toprağı serp Doğu Türkistan’a, Türkeş’in mezarından...”
Elime bir poşet tutuşturdu.
İçinde mezardan alınmış bir avuç toprak vardı.
Ardından gözlerimin içine bakarak dedi ki!
“Bir gün hür Doğu Türkistan’ı göreceğiz…”
“İnşallah Reis, inşallah…” diye cevapladığımı hatırlıyorum.
Hem duygulanmış hem de üzerime bir görev, bir vasiyet yüklenmiş gibi hissetmiştim.
O an, toprak sadece toprak değildi artık.
O, Türklüğün hatırası, bir emanet, bir dua ve bir yemin olmuştu.
Poşeti sımsıkı göğsüme bastırarak mezar alanından uzaklaştım.
Sözleştiğimiz gibi, arkadaşlarla Gökbayrağın altında buluşacaktık.
Gözlerim yine onu aradı kalabalığın içinde…
Ve buldum. Bayrak oradaydı; dalgalanıyordu, üşüyordu belki ama biz oradaydık.
O toprak artık bir milletin duası, bir mazlumun umudu, bir neslin emaneti olmuştu.
Evet…
Türkeş’in mezarından alınan bir avuç vatan toprağı, binlerce kilometre ötede, Doğu Türkistan’a taşınmak üzere yola çıkmıştı.
Ve bu, o toprağın hikayesidir.
Bir milletin hafızasına, duasına, umuduna yazılmış sessiz ama çok gür bir haykırışın hikayesi…