Toplu ulaşım bir şehrin en temel hizmetidir.
Herkesin her gün kullandığı, öğrencisinden işçisine kadar herkesin doğrudan etkilendiği bir hizmetten söz ediyoruz.
İşe giderken, okula yetişirken, hastaneye ulaşırken…
Otobüse biniyoruz, tramvaya biniyoruz.
Peki bu yolculukların bedeli artık ne kadar oldu farkında mısınız?
Kayseri’de bugün UKOME kararıyla ulaşımda yeni tarife yürürlüğe girdi.
Tam bilet 25 TL, indirimli bilet 13,75 TL.
Buna, 2025 yılında yapılan ikinci artış diyebiliriz...
Çünkü önceki zam ise 2024 Eylül’ündeydi.
Yani sadece 6 ayda yaklaşık %85 oranında bir artış yaşandı.
Daha net söyleyelim mi?
Bir işçinin aylık ulaşım gideri, evine götürdüğü ekmekten daha fazla eksiltiyor artık.
Bir öğrencinin okul harçlığından, bir annenin pazara ayırdığı bütçeden gidiyor bu rakamlar.
Kimse itiraz etmiyor ulaşıma yatırım yapılsın.
Araçlar modernleşsin, sefer sayıları artsın, konfor olsun.
Ama bu yatırımın bedeli, doğrudan vatandaşın cebinden çıkmasın.
Çünkü artık “kâr eden belediyecilik” değil, “hayat kolaylaştıran belediyecilik” zamana hakim olmalı.
Değerli Başkan da benim gibi bu mihvalde düşünüyordur eminim..
Peki çözüm ne olabilir?
Bakın, sadece bilet fiyatını arttırmakla bu iş sürdürülemez.
Evet, araçların içine, dışına reklamlar konuluyor.
Duraklar zaten birer reklam panosuna dönmüş durumda.
Direkler bile ilanla dolu.
Ama yetmiyor.
Bu sistem kendini tekrar ediyor.
Yeni bir yol bulunmalı.
Ulaşım A.Ş., yenilenmeli.
Sadece araç filosu değil, şirketin aklı da güncellenmeli.
Ulaşım A.Ş. artık düşünce sistemini yenilemeli.
Yenilik ve yenilenme gerekiyor.
Gelir kalemleri çeşitlenmeli.
Sadece “nereye reklam alırız” değil, “nasıl farklı gelir modelleri geliştiririz” diye sormalı kendine.
Dijital uygulamalar, mobil sadakat sistemleri, şehir içi ulaşım kartları üzerinden kampanya ağları, yolculuk bazlı dijital sponsorluklar…
Yani aklı büyütmek, vizyonu genişletmek zamanı.
Sıradan çözümler değil, yenilikçi fikirler masaya yatırılmalı.
Silik düşüncelerle değil, cesur adımlarla yönetilmeli.
Kayseri Ulaşım A.Ş. için artık başka bir vizyon gerekiyor.
Sürdürülebilir, yaratıcı, toplum dostu bir model.
Ben bu zammın yeniden gözden geçirilmesini tavsiye ediyorum.
Ulaşım, “kazanç kapısı” değil “halka hizmet kapısı” olmalı.
Gelin, bu zammı bir kez daha düşünelim.
Çünkü bu zam, yalnızca rakamlarla değil, vicdan terazisiyle ölçülmeli.