Kayserispor Teknik Direktörü Recep Uçar, tam da bugün, 22 Eylül 1975 yılında Dünya’ya gözlerini açtı.
Doğum gününüz kutlu olsun hocam..
Bu mutlu günü, Beşiktaş müsabakası ile taçlandırmanızı dilerim..
Önceki gün Türkiye Spor Yazarları Derneği Kayseri Şubesi Üyeleri ile birlikte, Recep Uçar’a “Hoşgeldiniz” ziyaretine gittik.
Merak ettiğimiz her konuda sohbet ettik.
Bütün sorulara gerçekten içten ve samimi cevaplar aldık.
Düşünceleri, Dünya’ya bakış açısı, kariyeri, futbol hayatı, teknik adamlık serüveni, hedefleri aklınıza gelebilecek her konuda sohbet ettik.
Gazeteci arkadaşlar sordu, Recep Uçar açık açık cevapladı.
Peki, Recep Uçar kimdir?
Evet, zaman zaman ismini duyduğumuz ama pekte önemsemediğimiz bir isimdi Recep Uçar..
Bugün, bizim için, Kayseri, Kayseri futbolu, Kayserisporlu taraftarlar ve Türk futbolu için çok çok önemli bir isim haline geldi.
Her şeyden önce Recep Uçar eğitimli ve kültürlü bir teknik adam.
Türk futbolunda az rastlanan üst düzey eğitim almış, birkaç isimden birisi.
Boğaziçi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği mezunu.
Lisans eğitiminin ardından İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde 3 sınıfa kadar okumuş. Futbol aşkı, Üniversite’yi ikinci plana itmiş ve okuldan ayrılmış.
Ve, futbol dünyasının o zorlu basamaklarından teker teker emin adımlarla çıkmaya başlamış.
Düşünebiliyor musunuz?
Daha 10 yaşında iken futbola adım atmış.
Okuyan, araştıran, yenilikleri izleyen,, Türkiye’de ve Dünya’da yaşanan gelişmeleri takip eden, futbol Dünyası’nı sürekli olarak izleyen bir isim.
10 yaşında Ümraniyespor alt yapısında forma giydiği gün, hocaları, “Yetenekli. Bu çocuğa dikkat edelim. Kumaş çok güzel” demişlerdi.
Nitekim, hocalarını hiç mahcup etmedi.
1989’da Pendikspor alt yapısına geçti, 1992’de, “Profesyonellik” kariyerine ilk adımı attı. O yıllarda Türkiye’nin en popüler takımlarından birisi olan 1. Lig takımlarından İstanbul Büyükşehir Belediye Spor’(a geçti, uzun yıllar İBB’de oynadı ve koluna “Kaptanluk Pazu Bandı” takarak sahalara çıktı.
2008 yılına geldiğinde, başarılarla dolu futbolculuk kariyerine nokta koyup, çok sevdiği ve uzun yıllır formasını giydiği İBB’de antrenörlük hayatına giriş yaptı.
Başlangıçta, alt yapıda görev yaptı. Cihat Aslan’ın yardımcılığını üstlendi. Yılar yılları kovaladı ve İBB’nin adı “Bahçeşehir Futbol Kulübü” olarak değiştirildi. Teknik adamlığa ise, Türk futbolunun önde gelen isimlerinden Abdullah Avcı getirilmişti. Avcı, Recep Uçar’ı bir an yanından ayırmadı. Bahçeşehir’i en iyi tanıyan ve takımın emektarı haline gelmiş güvenilir isim Recep Uçar’ı 1. yardımcı olarak görevlendirdi.
2020’de, Ümraniyespor Teknik Direktörü Sait Karafırtınalar görevden ayrılınca, Recep Uçar’ın teknik direktörlük kariyeri de başlamış oldu. Ümraniyespor’u Süper Lig’e taşıyan isim Recep Uçar’dır.
Futbol kariyerini daha çok Pendik ve Başakşehir’de sürdüren Recep Uçar, antrenörlük ve teknik direktörlük kariyerini Pendik ve Başakşehir ile Ümraniyespor’da sürdürdü. Ve, sonunda İstanbul dışından bir kulüp, hemde çok zor günler yaşayan ancak, onca zorluğa rağmen başarıdan başarıya koşan bir kulüp Kayserispor’a uzanan bir yol ile yeni bir başlangıca yelken açtı.
…………..
Kayserispor Beaşkanı Ali Çamlı ile Recep Uçar bir araya geldiklerinde Uçar’ın ilk sözü, “Bana parasal konularda soru sormayın. Takdiri size bırakıyor ve imzamı atıyorum. Sözleşmeyi lütfen getirin” diyince, Başkan Ali Çamlı bir anda şaşkına dönmüştü.
Bugüne kadar ağzını milyon dolarla açan teknik direktörler gitmiş, karşısında “Parasal” konuları tartışmayan ve tamamen takdire bırakan kararlı ve hedefleri olan bir hoca çıkmıştı.
Söyleyecek söz bulamadı.
Sözleşmeyi getirdi, Recep Uçar’ın önüne koydu ve “Kayserispor’da kimsenin hakkı kalmaz. Sonuçlar hiçte önemli değil. Sizin bu samimiyetiniz karşısında, tüm hak ettikleriniz sonuna kadar ödenecek ve yerine getirilecektir” dedi. Karşılıklı kucaklaşmalar, tebrikler ve ardından imzalar.
İşte, Recep Uçar böylesi bir görüşme sonunda Kayserispor’a imza attı.
Haber çabuk duyuldu.
“-Transfer yasağı var, borçlar üst üste. Bu takıma ne cesaretle geliyor. Gaziantep maçında takım kaybederse, Recep Uçar ne yapacak?” diye fısıltılar dolaşmaya başladı.
Daha ileri gidenler oldu.
“Uçar uçar da, Kayserispor değil, Recep Uçar uçar” diyenlerin sayısı az değildi.
………..
Tüm olumsuzlara rağmen, cesaret etti, yeni başlayan teknik direktörlük kariyerini feda etmek uğruna Kayseri’ye geldi.
Şimdi Recep Uçar’ı dinleyelim.
“Tercih yapmak gerçekten zordu. Süper Lig’den, 1. Lig’den çok sayıda takımdan teklif almıştım. Öncelikle, hedefleri olan bir takımla başarıyı yakalamak istiyordum. Önceliğimi kariyerime verdim.
Transfer yasağı var, iki yıl tek futbolcu alınamamış, Çağdaş Atan gibi başarılı bir teknik adamın ardından böylesi bir takımda görev almak gerçekten çok güçtür. Takım yapısını biliyordum, daha önce birlikte çalıştığım futbolcular vardı. Taraftarlara baktım, tesisler, her şey güzel. Bu takımda başarılı olabilirim diyerek kararımı verdim. Tüm olumsuzluklara rağmen, kararımı verdim ve Kayserispor’u tercih ettim. Ben, bugünden itibaren Kayseriliyim ve Kayserispor için çalışıyorum. Mutluyum.
PUANSIZ AMA GÜÇLÜ
Gaziantep maçını kazandığımız için ayrıca mutluyum. Gaziantep, çok iyi transferler yapan, parasal sorunlarını çözen, puansız ama güçlü bir takım olarak karşımıza çıktı. Bu müsabaka, bizim olduğu kadar Gaziantep içinde çok önemliydi. Zaman zaman duraksadığımız anlar olsa da müsabakayı kazandık.
Bu hafta sonu Beşiktaş önündeyiz. Biz, müsabakalara çıkarken takımların isimlerine ve puan cetvelinde ki yerlerine bakmıyoruz. Biz, kendi oyunumuzu ve sistemimizi uygulayıp sonuca gitmeyi amaçlıyoruz. Bakınız, bu maçı kazanabilir de, kaybedebiliriz de. Sonuç, önemli değil. Bizim hedefimiz kendi oyunumuzu kurguladığımız şekilde oynamak ve sürekli kazanmayı arzulayan bir takım olmaktır. Bu güçte bizde var.
Takıma, 6 yeni arkadaşımız katıldı. Bazıları bir süredir antrenmana çıkıyor. Ancak, henüz hazır olduklarını söyleyemeyiz. Kadromuz daha güçlü, her alanda alternatiflerimiz var. Başaracağız, başaracağız”
Evet, Recep Uçar, Türk Futbolu’nun yeni yüzü ve yeni profilidir.
Bu tip teknik adamlara ihtiyacımız olduğu kesin.
Eskiyen ve miadı dolduğu halde hala kapıları zorlayan teknik adamların yerine genç nesillere şans verme zamanı geldi. Aksi takdirde, Türk Futbolu, içine girdiği kaostan asla çıkamaz.
Gençlerin önünü açma zamanı sakın gelip geçmesin..
Kapılarını genç teknik adamlara cesaretle açan Kayserispor yönetimine de ayrıca teşekkürler.
Mutlu yıllar hocam..