Nasıl kutlayacağız bayramı,
Binlerce insan ölürken,
Çocuklar annelerinin cansız bedenlerine sarılmışken,
Gazze yerle bir edilirken,
Bir bayram sabahı nasıl “mutlu” olur insan?
Her sene aynı döngü:
Kınıyoruz, paylaşıyoruz, unutuyoruz…
Sonra ne mi oluyor?
Yine bombalar yağıyor,
Yine çocuklar susuyor sonsuza kadar.
Yahudi mallarını boykot etmekle bitiyor mu gerçekten?
Bir liste paylaşıp rahatlıyor muyuz vicdanımızdan?
Oysa Gazzeli bir baba çocuğunu kefensiz toprağa verirken,
Biz alışveriş yaparken, bayramlık alırken
Onların mezar taşı bir moloz parçası belki de.
Bir millet suskun,
Bir ümmet paramparça.
“Dur” diyoruz, ama hiçbir şey durmuyor.
Çünkü gerçekten neye karşı durduğumuzu unutuyoruz.
Bayram sabahı giyilen en güzel elbise;
Vicdan olmalı, merhamet olmalı,
Paylaşmak sadece sofrada değil,
Acıda da olmalı.
Bugün bayram, evet.
Ama bir yanımız hep eksik,
Bir yanımız Gazze’de toprağın altında.
Belki bu bayram,
Sevincimizi biraz eksik yaşayalım,
Dualarımızı yüksek sesle edelim,
Sadakamızı sadece parayla değil,
Tavırla, duruşla, farkındalıkla verelim.
Ve en önemlisi:
Unutmayalım.
Unutturmayalım.
Çünkü gerçek bayram,
Zulüm sustuğunda gelecek.