Bir ırmağın kıyısında yosunlu kayalar arasında bir sabah Kurbağa ile Fare karşılaşır.
Selam sabahtan sonra hayli söyleşirler arkadaş olurlar.
Ertesi gün yine buluşurlar gün boyu yarenlik ederler. Birlikte yiyecek ararlar, yerler içerler, dolaşırlar. Akşam olunca Fare kayanın kovuğundaki yuvasına, Kurbağa da suyun dibindeki yuvasına çekilir.
Sabah olunca Kurbağa sudan çıkarak seslenir, Farede kovuğundan çıkar birlikte gezip, konuşurlarmış.
Bir gün Fare sevgili dostum geceleri sıkılıyorum bazen, sana öyle alıştım ki. Kurbağa da ben de demiş ama ben suda kalmalığım demiş. Fare benim bir fikrim var demiş Kurbağa merakla sormuş. Fare düşündüm geceleri görüşebiliriz demiş. Kurbağa da nasıl diye sormuş. Fare senin ayağına bir ip bağlayalım diğer ucunu da ben kuyruğuma bağlayayım gece canımız sıkıldığında ben ipi oynatırım sende sudan çıkar hasret gideriz demiş. Kurbağa bu fikri pek sevmiş tabi ya demiş.Bir ip bulmuşlar Kurbağa ayağından Fare kuyruğundan bağlamışlar. Artık geceleri de bir birlerini özlediklerinde, uyuyamadıklarında görüşmeye başlamışlar. Hayat öyle toz pembeymiş ki kendilerinden başka etraflarını görmüyorlarmış.
Ne var ki Fare’yi uzun zamandır izleyen Karga artık dayanacak güç kalmamış. Karanlıkta inip yuvalarına çekilmeyi düşünürken Karga hızla inerek Fare’yi kapmış havalanmış. Fareyle birlikte havalanan Kurbağa hayıflanmaya başlamış kendi kendine
‘’Kendi dengi, kendi cinsinden olmayan biriyle dostluk arkadaşlık kurarsan olacağı budur diyerek’’ Kargaya yem olmuşlar.
Mevlana mesnevisinde anlatıyor hepimiz ne dersler çıkartıyoruz. Bu yazıyı okuyan okuyucuların hepside kendi yaşamlarından bir parçayı da görüyordur.
Düşünsenize Mevlana 13.yüzyılda yaşamış bunları, görmüş, dinlemiş, yazmış ki bizden sonrakiler örnek alsınlar bu durumlara düşmesinler diye.
Okudukça görebiliyoruz göremediklerimizi, ya da başımıza geldikçe anlayabiliyoruz.
İnsan olan hepimizin okuyarak bazı badireleri kazasız belasız atlatmamıza yarayacak bu bilgileri doğru kaynaklardan okuyarak anladığımızda yalnız kaldığımızda insan olmanın ne kadar zor olduğunu daha iyi anlıyoruz.
Dostluk detokslu dudak ve yüzlerden olmayacağını anladığımızda da Farenin durumuna düştüğümüzde iş işten geçtiğini anlasak da kendimizi kurtaramayacağız.
Bu vesileyle dostluk arkadaşlık adına neleri feda ettiklerimizi düşünerek dünyaya hayatımıza bu güzel örnekten ders almış olarak yola devam edeceğimizi
UMUYORUM…
Vesselam…