Dünyada her türlü moda girişimini gençler üzerinden yürütenler bunda hayli başarılı olmuşlardır. Çünkü gençler arasındaki gelgitlerinde daha çok duygu yoğunluklu yaşamanın bir hayat tarzı biçimini almasından hoşlanmışlardır. Aşağıdaki satırlar, daha ortadan böyle şablonlaşmış bir terim yokken, bunan tam 60 yıl önce, üstelik Çanakkale zaferlerini anmaya giden soysuzların yaptıklarını anlatmaktadır: O yılları ve bu olayı çok iyi hatırlıyorum. ‘Kadeş Vapuru Rezaleti’ olarak gazetelerde yer almıştı.
Çanakkale’de ülkenin işgaline kalkışan düşmana geçit vermemek için canını feda eden 250 binin üzerindeki şehitlerimizin ruhunu sızlatacak bir ahlak faciası yaşanmıştı. 17 Mart 1962’de Çanakkale şehitlerini anmaya götürülen gençler, kontrolden çıkarak, ahlakdışı rezaletlere başlamışlar. Aldıkları alkolün tesiriyle kızlara saldırmışlardır. Bunu dönemin gazeteleri çok geniş şekilde yer verdiler:
“Gecenin 2’sinde saygı ve ahlak yoksunu sarhoşlar kafilesinin azgınlıkları daha aleni bir şekle getirilmişti. Vakarlı yolculara sataşmaya, kızların çamaşırlarını çıkartıp soymaya başlanıldı.” (25 Mart 1962 Cumhuriyet Gazetesi)
Bu olaylar, günümüzde yaşanan LGBT sapkınlığının bir anlamda provasıydı. İşin daha vahim tarafı, şehitlerimizin kanına saygıyı fuhuş rezaletiyle kirletmek istemişlerdi. Bu vapurda bulunan bu tür soysuzların sonraki yıllarda ülkenin kaderine etki edecek görevlere gelip gelmedikleri bilinmez. Bilinen o ki, devam eden sapkınlık bir nesil buhranı olarak Türkiye’nin daha uzun yıllar başını ağrıtacaktır.
Dileğimiz odur ki, piyasaya sürdükleri ‘Z Kuşağı’ yaftası, bir neslin dramına sebep olmasın ve bu ‘Zillet Kuşağı’na dönüşmesin. Dış kaynaklardan beslenen rezil insanların ülkenin kaderine etki edecek böyle bir pervasızlığına devlet de izin vermemelidir.