Önce kendi adamlarına, iktidara geldikleri takdirde, bütün Türk çocuklarına okutacakları metinde bakın İslam nasıl anlatılıyor:
“...Din birliğinin de bir millet teşkilinde müessir (etkili) olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüzün önündeki Türk Milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz.
Türkler Araplar’ın dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemler’in ve ne de Mısırlıların vesairenin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilâkis Türk Milleti’nin millî rabıtalarını gevşetti, millî hislerini, millî heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammedin kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde (üzerinde) ..... bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu (Arap milliyeti siyaseti ile sonuçlanı-yordu). Muhammedin dinini kabul edenler kendilerini unutmaya, hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasretmeye mecburdular. Bununla beraber Allah’a kendi lisanında değil, Allahın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacaatta bulunacaktı (yakaracaktı). Arapça öğrenmedikçe Allah’a ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyet karşısında Türk Milleti birçok asırlar ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin âdetâ bir kelimesinin mânâsını bilmediği halde Kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler...”. (Prof. Afet İnan; Temel Bilgiler, s. 364-370)
Yani denmek isteniyor ki, İslam’ı Allah gönderilmedi, din senin dinin değil: “Bu dini, Muhammed kurdu. Bu din Arab’ın dini.”
İslam’ı Vahiy disiplininden çıkarıp insanın vehimlerine bağladığınız zaman böyle akıl tutulmaları çıkıyor ortaya anlaşılan. 1924 Anayasasına ‘Dinimiz Hıristiyanlıktır Yazalım’ diyen ruhsuz ve kör zihniyetin geldiği nokta bu oluyor demek ki!
Aslında İslam’ın ruhuna aykırı bu ifadeleri savunmak İslam dışı kalmayı kabullenmek değil midir? Çünkü Hz. Peygamber, sadece elçidir. Dini O kurmamış, Allah’ın esaslarını gönderdiği Kuran’la belirleyerek tebliğ işini Ona bırakmıştır. Dinler bir kavme atfedilmez. Bir bölgede çıkar, ama o bölgeye mahsus değildir. Bütün insanlığa hitap eder. Bunu savunanlar, Hıristiyanlık ve Yahudiliğin de aynı bölgeden çıkmış olmasına rağmen, bugün sahiplenen kitlelere gelmediğini bilmiyorlar mı? Dinde kavmiyetçilik olmaz, İslam bunu temelden reddederek yayıldı. Bir insan Müslüman olmakla, Türklüğünden çıksaydı, on asırdır sayısız devletler kurmuş olan bu millet şimdiye kadar varlığını kaybederdi. Bakın, İslam’ı kabul etmeyen Bulgarlar, Macarlar, Finlandiyalılar, Türklüklerinden uzaklaşarak kaybolup gittiler. Ortaokul, lise ve üniversitelerde yabancı dil öğretmek için paçalarını yırtanların, Kuran’ı öğrenmeye karşı çıkmaları anlaşılacak şey değildir.
Selçuklu ve Osmanlı İslam’la varlığını koruyup sürdürdü. Bunun farkına varın bari! Kendilerine göre din arayanlar İslam’ı alet etmemelidir.